Monday, March 9, 2009

ABD Uzay ve Havacılık Ajansı (NASA), 2009'un ilk uzay mekiği uçuşunu 11 Mart Çarşamba gecesi gerçekleştirecek.
CAPE CANAVERAL - Uzay mekiği Discovery'nin komutanı Lee Archambault ve beraberinde uzay yolculuğuna çıkacak olan 6 kişilik mürettebatı, dün Florida'daki Kennedy uzay merkezine geldi. Archambault, merkeze gelişinde yaptığı açıklamada, uzaya gitmeye hazır olduklarını söyledi.

Discovery'nin Çarşamba günü yerel saatle 21.20'de (TSİ perşembe 03.20) Kennedy'den fırlatılması planlanıyor. Bugün son hazırlıkların gözden geçirileceği, şu ana kadar bir teknik sorun olmadığı belirtiliyor.

Meteoroloji yetkilileri, Çarşamba günü havanın mekiğin fırlatılması için yüzde 90 uygun olacağı tahmininde bulunuyor.

Discovery, fırlatıldıktan sonra Uluslararası Uzay İstasyonu ile kenetlenecek. Mekiğin mürettebattı, uzay yürüyüşüne çıkmayı ve istasyonun güneş panelleriyle ilgili bir dizi çalışma yapmayı planlıyor.

Archambault'un komutası altında uzaya gidecek olan Discovery ekibinde Dominic Antonelli, Japon Koichi Wakata, Steven Swanson, Richard Arnold, Joseph Acaba ve John Phillips bulunuyor.

Dünya Su Forumu İstanbul'da

Forum için 8 bin 155 yabancı ve 10 binin üzerinde Türk katılımcı kaydını yaptırdı. Forum sırasında katılımcı sayısının 20 binin üzerinde olması bekleniyor.

Foruma katılımcıların yanı sıra yaklaşık 180 ülkenin su ve çevre bakanı, 25 devlet başkanı ve 20 şehrin belediye başkanı ile Mısır, Azerbaycan, Japonya, İran, Tacikistan, Kırgızistan, Ekvator ve Güney Kore devlet başkanları ile Monaco Prensi Albert, Hollanda Kraliyet ailesinden Prens Pieter, Fas'tan Kral VI. Muhammed ve Japonya Veliaht Prensi Naruhito Kotaishi de katılacak.

''5. Dünya Su Forumu'' dolayısıyla İstanbul'da olacak isimler arasında BM Genel Sekreter Yardımcısı Sha Zukang, OECD Genel Sekreter Angel Guirra ve UNESCO Genel Direktörü Koichiro Matsuura da yer alıyor.

Bu arada, ''5. Dünya Su Forumu'', yerel idareler ve su ilişkisi konusunda da tarihi bir buluşmaya sahne olacak. Yerel idareleri su konusunda acil önlemler almaya ve belirli bazı kriterleri yerine getirmeyi taahhüt etmeye davet eden ''İstanbul Su Mutabakatı'' da ''5. Dünya Su Forumu''nda imzaya açılacak.

Thursday, February 26, 2009

Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri




Avrupa Birliği 25 Mart 1957 tarihinde imzalanan Roma Antlaşması'yla Avrupa Ekonomik Topluluğu adı altında doğdu. Türkiye 1959 yılında bu topluluğun bir parçası olmak için başvuruda bulundu. 12 Eylül 1963 tarihinde imzalanan Ankara Antlaşması Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında bir ortaklık çatısı oluşturdu.Bu antlaşma 12 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe girdi. 12 Eylül 1980 Darbesi AET ile Türkiye arasındaki ilişkilerin dondurulmasına yol açtı. 1983 yılında çok partili seçimlerin yapılması üzerine Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler yeniden canlandı. 14 Nisan 1987 tarihinde Türkiye resmen tam üyelik başvurusunda bulundu. Avrupa Birliği'yle bütünleşmenin ilk aşaması olarak Türkiye 1 Ocak 1996 tarihinde Avrupa Birliği'yle Gümrük Birliği'ne girdi.2000'li yıllarda Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılma sürecinde bir hızlanma gözlendi. 17 Aralık 2004 tarihinde Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye'nin katılma müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde başlamasına karar verdiler.Başlayacak müzakerelerin ne kadar sürede tamamlanacağı konusunda kesin bir karar verilmedi. Şu an 2013 yılı Türkiye'nin AB'ye katılabileceği en erken tarih olarak gözükmektedir. Ancak müzakerelerin 2020 yılına kadar sürmesi ihtimali de mevcuttur.

Thursday, December 25, 2008

NEW YEAR'S EVE AND SNOW


In many cultures celebration of the new year is traditional and it has a sensible meaning for many people especially for kids and individual’s, whose inner child is still awake.

On the other hand, the cold particles fall from sky at winter time, has smilar emotional importance and obtains love of people as much as new year eve. Even they are both kept related in many cultures.

I sometimes think about the reason behind the love of new year and snow. In younger ages like any child I did not think about the reasons as the magical aspects are more primitive. As years pass, the world around me began to seem less magical. The fantastic elements left their places to solid realities like Öss Exam, University Grades, later on there will business life and finally constructing a family and protecting them.

In all these strugles of real life, may be the idea of new year and seeing white snow on air still reminds us the childhood spirit. May be we still need some magic in life.




Saturday, December 13, 2008

Yağmurcu




Yunus Emre Kültür Merkezindeki Yağmurcu adlı oyuna gittim. Oyun çok güzeldi. Amerika daki kurak bir kasabadaki çiflik evinde geçiyor.Lizzie hayalindeki erkeği bulmak isteyen genç bir bayan.Starbuck kasabaya yağmur yağdırcağın ıiddia eden bir dolandırıcı. Oyuncuların giydiği kostümleri çok beğendim.Ayrıca sahne dekoruda çok güzeldi.

Lüküs Hayat


Kağıthane' deki tiyaro sahnesinde Lüküs Hayat isimli oyunu seyrettim. Oyun Batılılaşma üzerine bir kara mizah. Türklerdeki yabancı hayranlığını gösteriyor. Sahnede en çok alkışı Zihni Göktay aldı.

Beşiktaş Hezimeti


Mustafa Denizli yönetimindeki Beşiktaş kötü bir grafik çiziyor. Giden geleni aratıyor.Savunma diye bişey yok. Sivok' un BJK'lılığınmdan şüpheleniyorum çünkü iki ayağıyla rakip oyuncunun üstüne bastı gereksiz yere. Kaptan Delgado oyuna hiçbir etkisi yoktu. Ankaraspor çok rahat bir maç çıkarttı.Taraftar gene kahroldu. "Yönetim istifa!" ve "Yıldırım Demirören yeter!" tezahüratları yapıldı.Herkese tepki vardı. Yayıncı kuruluşa Lig TV dışarı ve Erman Toroğlu' na tepkiler; tezahüratı söylemek doğru değil. Kaçırdığımız goller vardı tabi fakat bunlar yeterli değildi. Aaa! Sivok bir de kendi kalesine attı. Recep Çetin'in Malmö maçında kendi kalesine attığı gol aklıma geldi.Maç çıkışında Taksim'e doğru yürürken yoldan geçen insanlar şapkalarımızı ve kaşkollarımızı gören insanlar bize maçı sorduklarında sonuca çok şaşırdılar. Nasıl şaşırmasınlar!
İnşallah 100.yıldaki Beşiktaş ruhu geri döner.